Bugün Nehir'i pembe balonlarla uğurlayalı tam tamına bir yıl oldu.
İnsanın hayatında önemlidir yıldönümleri. Dönemeçlerdir her biri, tatlı, acı. Bazısı ama daha zordur.
Benzer kayıp yaşamışlardan duyduk, ilk yıl zor, ilk yıl zor diye...Ben de bekledim. Sonra düşündüm ki, bu korkulacak bir gün olmamalı. Ve anladım ki, korkmak değil, kaçmak değil, hayata sarılmak önemli. Ne yapacağım, ne yapacağıza, nasıl yapacağım, nasıl yapacağıza dönüştü. Ve bir fikir doğdu: Ölümünün birinci yılında Nehir'i hep birlikte sevgiyle ve gülümseyerek analım, yine elele, yine sıcacık. Ve bunu güzel bir amaca yönlendirelim.
Nehir'in tedavisi boyunca, bir yandan, sonrasında çocukluk çağı kanseri konusunda ne yapabiliriz, Türkiye'deki tedavi şartlarını nasıl iyileştirebiliriz diye kafa yorduk. Nehir'in yolculuğuna tanıklık eden, bizimle olan herkes zaman zaman fikrini söyledi. Bazen tartıştık bile, hangi fikir daha uygulanabilir, kangisi havada kalır diye.
Bir yandan kendi deneyimlerimizi aktarmak arzusu var. Bu da mesleki bir dürtü olsa gerek. Büyük değil, küçük adımlarla ilerleyeceğiz. Yavaş yavaş. Anlayarak, öğrenerek, geliştirerek.
İşte önce koşu fikri ve bunu bir harekete dönüştürme fikri böyle oluştu. Türkiye'deki kanser tedavisi gören çocuklara ve onların ailelerine bizim hep hissettiğimiz desteği vermek, bu şekilde Nehir'in adını yaşatmak arzumuz.
Bize gördüğünüz, göreceğiniz aksaklıkları yazın. Ama ne olur yapıcı şekilde. Bilinki, byrası bir iyiniyet platformu, esasen. Nehir'in tedavisinde ortaya çıkan birlikteliğin bir devamı.
Sevgiyle, umutla!
Biricik Nehir'imizi büyük bir özlem ile ama gülümseyerek, çalışarak anıyoruz.